Şimdi diyeceksiniz ki her kuşu öptün bir kaldı leylek.
Bu yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederiz, abone olmayı unutmayın!/ Thank you for reading this post, don't forget to subscribe!
Allah başka dert vermesin.
Bir insan dertsiz ise işte en büyük dert onun için budur.
Günümüz insanı iyice vurdumduymaz.
İnsana, canlıya, inancına, hayvana, doğaya, tarihe, kültüre, geçmişe ve geleceğine karşı.
Erzurum’un göbeğinde bir çeşme.
Garip kalmış.
Yıllardır suyu dahi akmıyor.
Bakımsız, çöp yığınları içerisinde.
Belki de siz de her gün önünden geçip öylece gidiyorsunuzdur.
Bu çeşme neyin nesidir;
Hiç merak ettiniz mi?
Dört Güllü Çeşme.
Artık okunması da zorlaşan kitabesinde şöyle yazıyor:
“Milattan sonra 1775 yılında İbrahim Paşa tarafından yaptırılan Dört Güllü Çeşmesi, 1992 yılında Erzurum Çevre Koruma Vakfı tarafından onarılmıştır.”
Çeşme, Murat Paşa Mahallesi Saray Bosna Caddesi üzerinde.
Erzurumlular dört yüzlü ve dört lüleli çeşmelere “Dört Güllü” çeşme der.

ESKİ’nin Erzurum çeşmelerini anlattığı bir bilgi notu var.
Bu kitapta Dört Güllü Çeşmesi de yer alıyor. Orada şu bilgiler yer alıyor:
Kitabe
Çeşmenin batı yönüne bakan yüzündeki mermere şu kitabe yazılmıştır: “Su gibi pâkize-siret âsaf-ı …… hümam Yapmağa çeşme-sar emretti kıldı itmam Hezaran âferinler ol vezirin fikirne Bir acayip tarh-ı nev icab edip verdi nizam Rahmet ede hazret-i Yezdan eb-ü-ecdadına
Dediler atşan olup suyun içenler has-u am Haktaâlâ ecrini ihsan ede Firdevs ile Ab-ı kevserle dolu gılman elinden içe cam Fikr ederken harf-i mucemle dedim tarihini Yaptı İbrahim Paşa çeşmeyi kıldı tamam Sene 1159.”

Kitabenin anlamı şöyle: “Yaşantısı su gibi temiz yüce seçilmiş kişi, çeşmenin yapılmasını emredip tamamladı.
O vezirin düşüncesine binlerce aferin olsun, bir acayip yeni yapı icad edip düzen verdi. Hz. Allah onun babasına ve bütün geçmişlerine rahmet etsin.
Susayıp da suyunu içen özel kişiler ve halk, Hak Taâlâ sevabını Firdevs Cenneti ile versin, gılmanın elinden kevser suyu ile dolu bardaktan içsin dediler. Düşünürken noktalı harflerle tarihini dedim, İbrahim Paşa Çeşmeyi yapıp tamamladı.”

Son tarih mısrasının noktalı harfleri, ebced hesabıyla toplandığında H. 1169/ M.1755 tarihi ortaya çıkıyor.
Erzurum’da valilik yapan Hacı İbrahim Paşa, bu çeşmeden başka Erzurum’da İbrahim Paşa Camiini, Yazıcızade çeşmesini yaptırdı. Zeynel Camiinin de onarımını gerçekleştirdi.
Dört Güllü Çeşmenin güneye bakan yüzündeki kitabede ise üç satır halinde şu cümleler okunuyor: “Târih-i esbak elf mie heftâdü seh Cânib-i erba’a ile kıldın ihyâ sen Ahmedâ her taraf Oldu tarih eşrâbide mâ-i câri her taraf.”

Anlamı: “Eski tarih 1756-57 Dört bir yandan her tarafını ihya ettin sen ey Ahmed Tarih oldu. ‘Her taraf içilen akarsu.'”
Birinci satırdaki Arapça ve Farsça tarihte çeşmenin en eski yapılış tarihinin H.1173/ M.1759 olduğu anlatılmak isteniyor.
Diğer satırlarda Ahmet isminde bir hayırseverin çeşmeyi 1272 Hicri yılında (M.1855) tamir ettirdiği anlaşılıyor.
Dört güllü çeşmenin her bir yüzünde birer sivri kemerli niş ve birer lüle bulunuyor. Düzgün kesme taşla inşa edilen çeşmenin kemer seviyesine kadar olan kesimlerinde büyük blok taşlar kullanılmış. Çeşmenin kubbesi tuğla malzemeden örülü.

Çeşmenin suyu maalesef akmıyor.
Kentsel dönüşüm çeşmenin yanına kadar gelmiş.
O bölgeyi kentsel dönüşüme sokacağı için Erzurum Büyükşehir Belediyesi, çeşmeyi taşımak istemiş.
Bunun için Atatürk Üniversitesi’nde oluşturulan bir komisyon, taşınması için olumlu karar vermiş.

Fotoğrafta gördüğünüz Dört Güllü Çeşmenin üzerindeki numaralandırmalar, bu taşınma işlemi için yapılmış.
Çeşmenin dört bir yanı numaralarla dolu.
Adeta matematik dersi yapılmış gibi.
“Böyle değil de başka bir yöntem kullanılamaz mıydı” diye insanın sorası da gelmiyor değil.
Fakat taşıma işi Kültür İl Müdürlüğüne takılmış.
Ne taşınmış ne de bakımı yapılmış.
Yaklaşık 8 yıldır tarihi çeşme öylece susuz duruyor.

Etrafı çeşitli materyallerle kapatılmış.
Çevre esnafı çeşmenin durumuna üzülüyor ama ellerinden de bir şey gelmiyor.
Gerçekten çeşmenin durumu içler acısı.
Gariptir ki çekim yaparken yan tarafta, Mustafa Ceceli’nin seslendirdiği “Kıymetini bilemedim” isimli şarkı çalıyordu.
Tarihi kıymeti bilinmeyen bir çeşme daha.
Bu çeşme ya taşınmalı ya da bu halden kurtarılmalıdır.
Konuyu, yazıyı sosyal medya üzerinden paylaşırken Erzurum Valisi Sayın Mustafa Çiftçi’yi de etiketleyerek haberdar edeceğim.
Erzurum’un kapıları, ışık görmeyen tünelleri ve şimdi de çeşmeleri.
Bugüne kadar bir şeyler yapılmamış.
İnşallah bu yazı vesile olur da en azından bu çeşme, hal-i pür melalden kurtulur.
+ There are no comments
Add yours